HASTA OLMASANIZ DA KAPLICAYA GİDİN
Termal turizme çok uygun bir coğrafyada yer alan Türkiye’nin kaplıcalarını ve bu kaplıcaların tedavi alanları araştırdık.
Termal, en basit anlamıyla gaz, mineral, tuz ve radyoaktif maddeleri içeren yeraltı su kaynaklarına verilen isim. Bu şifalı sular yerin altından 20 derece ve üzerindeki sıcaklıklarda çıkıyor. Tıpta ‘termomineral’ olarak adlandırılan termal suyun kaplıcada kullanılabilmesi için litresinde en az 1 gram mineral bulunması gerekiyor. Banyo ve içme kürleri şeklinde uygulanan termal sular, tarih öncesi çağlardan bu yana birçok hastalığın tedavisi için kullanılıyor.
Bin 300 termal kaynağın bulunduğu Türkiye’de yılda ortalama 10 milyon kişi kaplıcalara şifa bulma amacıyla gidiyor. Doktorlar ise sağlıklı da olsa herkesin yılda bir kez kaplıca kürü alması gerektiğini söylüyor. Çünkü kaplıca kürünün bünyeyi güçlendirdiği ve hastalıkların kötüleştirici etkilerinden uzaklaştırdığı biliniyor. Üstelik bu kürü almak için bir yaş sınırı yok.
Kaplıcalar; romatizma, kireçlenmeler, sedef hastalığı, bel ve boyun fıtıkları, safra kesesi, böbrek ve idrar yolu hastalıkları, ortopedik ameliyatlardan sonra eklemlerde oluşan tutukluklar, sindirim sistemi hastalıkları gibi pek çok hastalıkta tedavi maksatlı öneriliyor. Kaplıca kürüne en az 10 gün devam edilmesi gerekiyor. Doktorlar ideal sürenin 15 gün olduğunu belirtiyor.
HANGİ KAPLICAYA GİTMELİ?
Ülkemiz, coğrafi yapısı nedeniyle kaplıca turizmine çok uygun bir ülke. Öyle ki dünyada bu alanda yedinci sırada. Peki Türkiye’de hangi kaynaklar nerede bulunuyor ve kaplıcalar hangi hastalıklara iyi geliyor?
Ünü dünyaya yayılmış olan Afyon kaplıcalarında özellikle romatizmal hastalıklar tedavi ediliyor. Farklı termal kaynaklara sahip Gazlıgöl kaplıcaları, alternatif sağlık üniteleri ve uygun konaklama koşullarıyla hizmet veriyor.
Kategori: Kaplıca Kullanımı