KRAL MİDAS’IN KIZI GAZLIGÖL EFSANESİ
Midas; sınırları Ege kıyılarından, Afyon’a kadar uzanan büyük bir ülkenin kralı… Gece gündüz Tanrı’dan bir çocuk diler. Günlerden bir gün kız çocuğu olur, adı Suna… Kız büyür, güzelleşir, yüzünden güller, ağzından inciler saçılır. Ne olur, nasıl olur bilinmez, Suna çaresiz dertlere düşer. Vücudunun her yerinde çıbanlar çıkar. Ülkenin bütün hekimleri seferber olur ama nafile. Dünyalar güzeli Suna, her geçen gün çirkinleşir. Bir yandan çirkinlik, bir yandan çıbanların verdiği acı aklını başından alır. Ağlaya, inleye kendini yollara, dağlara vurur. Yüreği kızının acılarından daha çok yanan Midas, peşine gözcüler takar. Suna, döner dolaşır, Afyon yakınlarına gelir. İçmek ve biraz olsun serinlemek için su ararken, otların arasından bir su görür. Atar kendini suya, kana kana içer. Suyun değdiği yerlerde bir tatlılık hisseder. Salıverir kendini suyun içine. Ağrıları hafifler, kendini çimlerin üzerine bırakıverir. Aylardır uyku görmeyen gözleri kapanır, derin bir uykuya dalar. Suna, uyanır uyanmaz suya atlar. Ağrıları azalır, çıbanları kurur. Suna’nın iyileştiğini anlayan gözcüler, yanına gelip, onu krala götürürler. Kral Midas, kızını eskisi gibi sağlıklı görünce şaşırır, kucaklayıp sorar: “Hangi hekim iyileştirdi seni? Söyle hekim başı yapayım.” Suna; “beni hekimler değil, ülkende çıkan bir su iyileştirdi” der. Bunun üzerine Midas, “tez bu suyun başına bir hamam yapılsın, gelen geçen dertliler derman bulsun” diye emreder. Buraya bir hamam yapılır. Aslanlı Su Kaynağı Köyü, yani Gazlıgöl, o gün bu gündür insanlara şifa dağıtır.
Kategori: Videolar